Aslında uzun zamandır yazmıyorum, daha doğrusu yazmaya fırsat bulamıyorum. 23 haftalık hamileyim ve özellikle ilk aylarda yaşadığım mide bulantısı, kusma gibi şikayetlerimden dolayı bloga da vakit ayıramadım. Kısmet bugüneymiş, ama bu kez yeni bir tarifle değil farklı bir duyuruyla karşınızdayım.
İnsan hamileliğini öğrendiği ilk andan itibaren sosyal medyada gerek hamilelik gerekse bebek gelişimiyle ilgili her türlü ayrıntıyı merak edip araştırıyor. Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar, kısaca ASOOB hareketini de bu vesileyle tanıdım. İçinde anne sütü geçince de hemen araştırmaya başladım.
Birkaç zamandır hizmet veren bu sistemde sütü fazla gelen anneler ya da sütü hiç gelmeyen, bebeğine yetmeyen ya da çeşitli hastalıklardan dolayı memesi alınan, çocuğunu emziremeyen anneler birbirini buluyorlar. Birbirleri için süt biriktiriyor, buzlukta saklıyorlar. Hatta aralarında bir diğerinin bebeğini emziren bile var. Bu sistem sayesinde birbirleriyle irtibat kurup anne sütlerini paylaşıyorlar. Yani yüzyıllar öncesinden beri hayatımızda olan süt annelik kavramını günümüze taşıyıp, modern süt annelik yapıyorlar. Sistemde binlerce kayıtlı var, her biriyle tek tek ilgilenen ise ASOOB'un fikir annesi ve markaanne.com adlı sitenin de kurucusu olan Derya Taşdiken. Hatta kendisi de sütü az geldiği için çocuğunu bir süt anneye emzirenlerden...
Tabii tüm bunları detaylı bir şekilde araştırıp öğrendikten sonra gazetecilik yanım da kabarmaya başladı. Türkiye'deki modern süt annelik kavramını araştırıp haber yapmak isteyerek Derya Taşdiken ile irtibat kurdum. Karşılaştığım ses ise oldukça üzgündü...
Derya Taşdiken ile tam da 10 Kasım 2012 tarihinde konuştuk. Kendisi ASOOB üyeleriyle bir toplantı yaptıklarını, toplumun henüz bu oluşuma hazır olmadığını düşünerek Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar hareketini sonlandırmaya karar verdiklerini söyledi.
Tek kelimeyle şoke olmuştum! Her gün televizyonlarda bangır bangır anne sütünün önemi anlatılırken, kadınlar emzirmeye teşvik edilirken nasıl olurdu da böyle bir oluşuma toplum hazır olmazdı! Taşdiken, süt anneliğin dini bir yönünün de olduğunu ama toplumda bazı kesimlerde bunun tamamen yanlış algılandığını söyledi. Süt annelik yapılmaması için üzerlerinde büyük baskı olduğunu söylüyordu.
Aslında durum tam anlamıyla trajikomik! Ortada yüzyıllardır uygulanan bir sistem var ama gelgelelim 2012 Türkiyesinde bu düzene karşı çıkanlar, anneleri bastırmaya çalışanlar var. İnsanın aklı gerçekten almıyor!
Henüz anne olmadım, sadece bir adayım. Ama anne sütünün bebeklere ne kadar faydalı olduğunu, eğer sütüm fazla gelirse böyle bir oluşumun içinde seve seve bulunabileceğimi düşünürken bu karar beni de çok üzmüştü... Ama şu an içi yapabilecek çok da bir şey yok! Umalım ki toplum şartları daha kötüye değil de bu oluşumları kaldırabilecek bir ortama dönüşsün!
İşte Derya Taşdiken'in www.markaanne.com adlı sitesinde yer alan duyuru metni:
Bu benim için alınması çok zor bir
karardı, elimde değil, çok üzgünüm ama kararımın arkasındayım.
Sütanneliği sanki ben başlatmışım da ben
bitiriyormuşum gibi algılayacak bazıları ve bu hareketin bittiğine
sevinecekler. Buyursun sevinsinler!
Hatırlatma: Nisa Suresi 23. Ayet: Sizlere, analarınız,
kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin
kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt
kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz
kadınlarınızin yanınızda kalan üvey kızlarınız ki onlarla gerdeğe girmemişseniz
size bir engel yoktur, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada
almak suretiyle evlenmek, -geçmişte olanlar artık geçmiştir- size haram
kılındı. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.
Hep Nisa Suresi 23. Ayet’e vurgu
yapanlar, Bakara suresi 233. Ayet’ten hiç bahsetmediler! Allah demiş mi ki
“Sütünüz yoksa ya da eşinizle anlaşıp süt veremeyeceğinize karar verdiyseniz
MAMA verin” diye? Dememiş! Ne demiş Bakara Suresi 233. Ayet’te:
Anneler, (nikâhlı olsun veya boşanmış olsun, doğan) çocuklarını
tam iki sene emzirirler. (Bu hüküm) süt emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler
içindir. (Annelerin) yiyecekleri ve giyecekleri marufla (örf ve adete uygun
olarak) kendisi için doğurulmuş olanın (babanın) üzerinedir. (Hiç) kimse kendi
gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef (sorumlu) tutulmasın. Ne bir anne
çocuğu ile, ne de kendisi için doğurulmuş olan (baba), çocuğu ile zarara
uğratılmasın. Ve mirasçının üzerindeki (sorumluluk) da bunun gibidir. Fakat
eğer (ana ile baba) müşavere ederek (görüşerek) rızalarıyla çocuğu sütten
kesmek isterlerse, o taktirde onların ikisi üzerine bir günah yoktur. Ve eğer
çocuklarınızı (süt anne tutup) emzirtmek isterseniz, vereceğinizi (taktir
ettiğiniz emzirme ücretini), marufla (örf ve adete uygun olarak süt anneye) teslim
ettiğiniz zaman artık sizin üzerinize bir günah yoktur. Ve Allah’a karşı takva
sahibi olun. Allah’ın yaptıklarınızı çok iyi gördüğünü bilin!
Ne demiş? Eğer çocuğunuzu bir süt
anneye emzirtmek isterseniz, örf ve adete uygun olarak bunu yaptığınızda sizin üzerinize
bir günah yoktur demiş.
Bakın, “Benim Bakara’dan 233′ten
anladığım bu” demek önemli!!! İnsanlar öyle bir konuşuyor ki, “Bu böyledir, şu
şöyledir…” diye, sanki Kuran’ı kendileri kaleme almışlar gibi… Biz neyi
anlıyorsak o. Yanılıyor muyum?
Neyse, ben yine sadede geleyim:
Zaten var olan; sütannelik, süt
kardeşlik bağlarını daha sağlıklı kurabilmek adına, sütü gelmeyen annelerin
bebekleri en doğal gıda ile beslenebilsin; hastanelerde, kanser hastası
annelerin, 800 gr. doğmuş bebekleri ve aileleri zor durumda kalmasınlar
(Doktorlar, “Özellikle prematüre doğan bebekler için anne sütü şart” diyorlar),
yine kanser hastası annelerin, ilaç kullanmak zorunda olmalarından dolayı
bebeklerini emzirememeleri, bebeklerin, en doğal besin olan anne sütüyle beslenme
haklarını elinden almasın diye (Kanser hastası olması şart değil, prematüre
doğan bebeklerin, sağlıklı annelerinin de sütü gelmeyebiliyor. Bu, bebeğin
prematüre olduğu ve anne sütüne, normal bir bebekten daha çok ihtiyaç duyduğu
gerçeğini değiştirmiyor.), sütü gelmeyen her annenin, bebeğinin anne sütü
ihtiyacını gidermesi gerekir ve bu, bir arz talep meselesidir diye Anne Sütü Olanlar Olmayanları
Bulsunlar demiştim.
Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar
diye seslenirken, bu hareketin sağlıklı ilerleyebilmesi için, özellikle
bulaşıcı hastalık testlerini mutlaka yaptırmalarını, bunlara ek olarak kendi
doktorlarının da önerdiği testler varsa, onları da mutlaka dikkate almalarını
bizzat kişilerin kendileriyle paylaşmıştım.
ASOOB hareketinin dini boyutuyla ilgili
her detayı da paylaşmakla kalmayıp, inançlı olduğunu söyleyen ama ne yazık ki,
işin bu kısmını atlamış, belki anlayamamış annelere de, birden fazla bebeğe süt
vermemelerini öğütlemiştim. Bana mı düşerdi? Belki hayır ama insani değerlere
saygı, resmin bütününde olmalı diye düşündüğüm için öğütledim bunu. İnanca
saygı duyduğum için, “Bilmiyor, anlayamamış” diye ayıplamadığım için, (Nasıl
ayıplarım, ben biliyor muyum ki her şeyi? Bilsem n’olur her şeyi? Hakkım mı
olur ayıplamaya?!!!) Her şeyi bildiğini zannedenlere değil bu sözüm elbet!
“İşin romantik boyutundan çık” dedi bir
aile büyüğüm ama çıkamamışım belli ki. Zaten kendi dilimle yazmasaydım, asıl
sen beni bir sallardın “Kendine gel n’oluyor?” diye.
Tecrübeyle sabit öğüt: Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar ile, sütanneliği nasıl ben
başlatmadıysam ben de bitirmiyorum! Sen nasıl önce de sütünü veriyordun? Yine
aynı fikirde olacaksın biliyorum ya da ablamın süt annesi hangi düşüncedeyse ve
benim annem, yine doğacak öyle insanlar, biliyorum ama rica ediyorum, bunu
yaparken, insanların dini inançlarını göz önünde bulundurun. Sütünüz bolsa,
onunla 1 bebek ancak doyar zaten!!! Bir alt komşunuzun bebeğine, bir de
akrabanızın bebeğine, yok karşı komşuya da… vs vermeyin! Bilgi paylaşımsız süt
paylaşımı, ancak ve ancak üzüntü yaratır inançlı bir insan için. Sadece sizin
bilginiz dahilinde ama başkalarını da ilgilendiren bir konu varsa ortada, işte
o başkalarına, sütü vermeden bilgiyi vermeniz ÖNEMLİ!
Sizin için önemli olmayabilir ama ben
biliyorum ki, Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar hareketine gelebilecek
bilinçte olan anneler, çok saygılı, çok anlayışlılar. Bu, ne olursa olsun, her
tür insanın inancına da saygı duymak demek ki, siz öyle annelersiniz.
İşte bunun için gönül rahatlığıyla
paylaşıyorum tüm bunları sizinle ben.
Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar
hareketine veda ederken, işte sizinle tüm bunları paylaşayım istedim.
Ben yine buradayım! MarkaAnne blogu yine
burada, yine yazı yazıp klavye eskiteceğim.
Bu vesileyle tanıdığım tüm annelere babalara: Sizi tanıdığım için
çok mutluyum!
Merhabalar, ben şunu merak ettim:Benim bildiğim süt kardeşler evlenemiyor bu nasıl kontrol ediliyordu ??
YanıtlaSilSize de merhaba. Süt kardeşler evlenemiyor evet. Bu yüzyıllardır böyle. Bu yüzden eskiden beri Sütannelik yapılırken herkese duyurulurmuş ki çocukların sütkardeş olduğu bilinsin ve ileride onlara söylensin. Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar hareketinde de Derya Hanım zaten her şeyi kayıt altında yaptığı için bir sıkıntı yaşanmıyor. Dolayısıyla akla bir şüphe de gelmiyor. Ama ne yazık ki bu hareket durdu. Umarım yeniden başlayabilirler... Sevgiler
YanıtlaSilAslında çok basit kız çocuk anneleri kız çocuk annelerinden süt alır, erkek çocuk anneleri de erkek çocuğu olan annelerden. Bir şeyi ille dine bağlayıp cılkını çıkartmasalar şaşardım. Kadınlarınızı dövün diyen milletvekillerini din adına savunan kadınların yaşadığı bir ülkedeyiz. Bu kadınlardır en çok bu sisteme karşı olan. Anne olsam sütümü kesinlikle saklar süt veremeyen annelere veririm. Yeter ki evlatlar anne sütü alsın.
YanıtlaSilİzlemedeyim sevgiler...
Söylediklerinize birebir katılıyorum. ama işte gelinen noktaya bakın... olaya sağlık ve sağlıklı nesil açısından hiç bakılmıyor bile... umarım güzel gelişmeler olur bu konuda...
YanıtlaSilsevgiler